21 Temmuz 2012 Cumartesi

OTAĞ-I HÜMAYUN

(İTKİB 1. HALI TASARIM YARIŞMASI)


Üniversite 2. sınıfa daha yeni geçmiştim ki internette bir yarışma ilanı gördüm; "İTKİB (İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği) 1. Halı Tasarım Yarışması"... Katıldığım ilk yarışmaydı ve tasarım yarışmalarıyla ilgili yıllar sürecek serüvenim böylece başladı :) 


Yarışmada 1 tema altında 3 parçadan oluşan bir halı koleksiyonu hazırlanması isteniyordu. Henüz 2. sınıfa girmenin verdiği cahil cesareti ve merakıyla "-e katılayım yahu ben buna" dedim ve sıvadım kolları. Ne yapsam, nası yapsam, nası girilir bu yarışmalara, nası ilgisini çekerim jürinin acaba falan derken yaratıcılığımı en rahat kullanabildiğim konudan gireyim dedim; Osmanlı...


Ve ertesi gün okulda soluğu çok sevdiğim hocam Selçuk Tanyol'un odasında aldım. Kütüphane gibi bir arşivi vardır ne zaman ilham, fikir vs. konusunda sıkışsak kendimizi odasında buluruz...-ben genelde hikayelerden yada en azından ilginç bir konudan yola çıkarak tasarlarım ve bu hikaye yada konu mutlaka içimi kelebeklendirmelidir-
Kitaplarını kurcalamaya koyuldum, nası bir malzeme çıkardı acaba bana buradan diye baktım, inceledim, okudum derkennnnn buldum! İşte Osmanlı ve halı konularını bağdaştırabileceğim bir kitap; "Otağ-ı Hümayun" yani Padişah Çadırı...Bu temadan yola çıkarak tasarlayabilirdim halılarımı.



Kitapta Osmanlı'da ki padişahların, vezirlerin, yeniçerilerin ve askerlerin sefer sırasında kaldıkları çadırları, çadırların hangi malzemelerden nası yapıldıklarını, kumaşlarını, renklerini, işçiliklerini ve sefere giderken o ülkeden bu ülkeye nasıl taşındıklarını kalıntıların fotoğraflarıyla ve o yıllarda yapılmış minyatürlerle anlatmış...
Bu değişik kitap bende yeni fikirlerin oluşmaya başlamasına vesile oldu tabiki, ağırlıklı Osmanlı renklerinden ve Osmanlıda sık sık kullanılan kumaşlar olan kadife,saten ve keçeden ilham alarak başladım tasarlamaya. Önce kağıt üstünde 2 boyutlu olarak çizdim daha sonrada kumaşlarla halıların 3 boyutlu minyatürlerini yaptım...Ve ortaya böyle tasarımlar çıktı;








Tasarımların 3 boyutlu prototipleri sıkı bir çalışmayla bitti ve geriye bu tasarımları yaparken nereden ilham aldığımı yani temamı anlatan bir storyboard ve slayt hazırlamak kaldı, onlarıda hazırlayıp bitirdikten sonra koydum hepsini bir dosyaya sıkıca kapattımm ve yarışmanın son teslim tarihine 4 gün kala verdim kargoya....
Heyecanlı bekleyiş başladı...


Veee sanırım 1 hafta kadar sonra bir öğle vakti telefonum çaldı ;
-Sercan Arıcı'yla mı görüşüyorum?
-Evet buyrun benim
-İTKİB 'den arıyorum, halı tasarım yarışmasına göndermiş olduğunuz dosyanız ilk elemeyi geçti, şuan ilk 20'desiniz, 2. eleme için İstanbul'a gelmeniz gerekiyor....


Oleyyy Süpperr dedim (içimden tabi :) temam ve tasarımlarım beyenilmişti ve ilk aşamayı geçmişti.
2.eleme ilk 10 finalisti belirlicekti ve mülakat şeklinde birebir yapılıcaktı.Elemenin yapılacağı günden bir gün önce İstanbul'a geldim.
Ertesi gün jürinin karşısına çıktım, bana konum ve tasarımlarımla ilgili hala çok net hatırladığım bi kaç soru sordular ve salondan çıktım.
Moralim çok bozuktu çünkü bence jüride çuvallamıştım, çok heycanlıydım ve konuşurken neredeyse kekelemiştim, acemi olduğumu çok belli etmiştim...


2. elemeyi de geçip ilk 10'a kalıcağımdan o kadar ümitsizdim ki ertesi sabah kahvaltı ederken telefonumu yanıma dahi almamışım...O an içeriden o gece evlerinde kaldığım yakınlarımdan biri seslendi ;
-Bu odada çalan telefon kimin ? Deminden beri ısrarla çalıyoooo...
:))) Evvet yarışmadan arıyolardı jüri mülakatınıda geçmiş ilk 10 arasına girmiş yani yarışmanın finalisti olmuştum....
Yarışmada ilk 10'a kalanlara verilen ödüllerden biri her yıl Almanya'da düzenlenen, tüm dünyanın katıldığı ev tekstili ve zemin kaplamaları fuarın ziyaret şansıydı, yani böylece ilk kez yurtdışına çıkma şansını da yakalamıştım...
İlk 10'a kalan her tasarımcının tasarımlarından 1 tanesi gerçeğe dönüştürülecek ve ilk 3 ün seçileceği ödül gecesinde ve o yıl ki "İstanbul CNR Zemin Fuarı"nda sergilenecekti.
Ben tasarımlarımdan en baştaki kırmızı olanı gerçeğe dönüştürmek üzere seçtimm ve uzun aramalar sonucu bulduğum Adana'da ki küçük bir yorgancıda gerçek bir halı boyutlarında yeniden yaratıldı.
Şekilde görüldüğü gibi ;
(bknz: Ödül gecesinde jüri üyeleri tasarımımı oylarken :))




Ve uzun bir hazırlık sürecinin ardından final gecesi geldi çattı...İşte ilk 3'ün açıklanacağı an :)



İlk 3'e malesef giremedim ama o gece orada olmak bile bir 2. sınıf öğrencisi için süperdi...Bu da ilk 10'a girdiğimi gösteren finalist belgem ;




Hele ki Almanya seyahati :))
İşte o günlerden birkaç foto... :)


Havaalanında "uykusuz" bekleyiş...




Fuardan birkaç kare ;




Tabi Almanya'ya gidipte market gezmemek olmaz ;



Çoook eğlenceli ve maceralı bir Almanya serüveninin ardından eve dönüş zamanı :((

Fuardan toplanan bidolu broşür, freeshoptan alınan ganimetler ve marketlerden yağmalanan çikolata, makarna ve sosları vs. ile 2 katına çıkan valizlerimizle İstanbul havaalanında sabahki Adana uçağını bekleyiş hali :))



Ne denir ki ? Harika bir deneyim ve harika günlerdi....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder